Ana içeriğe atla

ADALET- JUSTİCE

Son günlerde ülkeyi oldukça meşgul eden bir mesele var. Sabah kalktığımızda haberlerde, akşam haberlerde, gün içinde sosyal medyada gezinirken iki haberden birinde karşımıza çıkıyor. Çıkmalı mı? Tabiki çıkmalı. Çünkü bu haber günlük haber niteliğinde değil yaklaşık bir ay süreli bir haber niteliğinde. Peki ne bu haber? Anamuhalefet partisi başkanının lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun ADALET YÜRÜYÜŞÜ! CHP milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanması sonucu böyle bir karar alarak Ankara'dan İstanbul'a bir yürüyüş başlattı. Sayın Enis beyin suçu MİT tırları haberini yapan Can Dündar'a casusluk etmesiymiş. Biz böyle biliyoruz. Öncelikle Can Dündar'ın yaptığı haber tamamen skandaldır ki devletin bu tutumu doğrudur. Gazeteci olmak her haberi yapmak, devletin sırları olması gereken bulguları da haber değerine koyup halka sunmak değildir. Bir gazeteci elbette çarpıcı haberler yapmalı, yazılmayanı yazmalı, özgür olmalı fakat eğer bu haberler devleti zarar verecek duruma getiriyorsa herkes kendi kalemine dur demeli. Konu aslında Can Dündar değil yaptığı haber değil, aslında konu milletvekilinin tutuklanması da değil konu ADALET! Tabi bu olayların hepsi şu anda yapılan adalet yürüyüşüyle bağlantılı olduğu için bu konulara değindim. Adalet,hak,hukuk, eşitlik konularında detaylı bir şey yazamam. Sonuçta hakim, savcı,avukat, yargıç değilim. Bu sebeple de kendimi bu konular hakkında yazı yazmaya uygun görmüyorum. Evet ne anlatıyor bu yürüyüş bize, amacı ne gerçekten bu soruları kendime çok soruyorum. Aslında en çokta şu soruyu kendime soruyorum: Bu yürüyüş adaletin sağlanması için yeterli olacak mı? Şu 21 yıllık ufacık tecrübem cevabı veriyor.Hayır! 21 yıllık yazdım fakat akıl süzgeci devreye gireli en fazla 5-6 yıl olmuştur orası da ayrı. Adalet kesinlikle herkes için en temel ihtiyaçtır ve her insana eşit uygulanmalıdır. Zenginin,fakirin, güçlünün, zayıfın, iktidarın,muhalefetin adaleti her zaman eşit olmalıdır. Adalet her insana aynı yakınlıkta olmalıdır. Adalet o temiz elini gereken herkese uzatmalı, sınıf ayrımı gözetmemelidir. Bir keresinde bir videoya denk gelmiştim. Profesör konuk olduğu programda Türkiye'de neden bir hukuk fakültesine Kanuni Sultan Süleyman adının verilmediğinden dert yanıyordu. Bunun sebebini de şöyle anlatıyordu: bir araştırma için Avusturya'ya gidiyor. Büyük bir meydanda gezerken bir heykel görüyor. O heykelin her bir köşesinde birer büst. Heykelin konusu ise adalet. Avusturyalılar toplanıyorlar o heykeli yapacakken bir araştırma yapıyorlar ve dünyanın gelmiş geçmiş en adaletli insanlarını araştırıyorlar. 3 büste insanları koyuyorlar sıra 4. büste gelince de Kanuni Sultan Süleyman'ın büstünü koyuyorlar. Hakkı,hukuku,adaleti en iyi sağlayanlardan biri bu topraklarda hüküm sürmüş ve her konusu açıldığında torunuyuz dediğimiz Osmanlı imparatorluğunun padişahı Kanuni Sultan Süleyman! Adalet konusunu bu olay için demiyorum bu olayın iç yüzünü detaylı bir şekilde bilmiyorum. Eğer Can Dündar'ın haberine gerçekten casusluk gibi bir yardımı olduysa dediğim gibi adalet eşitlik kavramını uygulayıp böyle bir ceza vermiştir. Tabi yeterli deliller varsa ve bu iddia kanıtlanırsa... Ama bu adalet sadece muhalefete uygulanmamalıdır. İktidar muhalefet ayrımı olmamalıdır. Malum terör örgütlerine kim yardımcı oluyorsa eş,dost,baba, kardeş, göz ardı edilmelidir. Biz de gelecek nesiller olarak ilk önceliğimize adaleti almalıyız. Gerçekten de bu kavramı laf olsun diye değil hayatımızın vazgeçilmezleri arasına koymalıyız. Sonuçta bugün yakındığımız adaletsizlikler karşısında yarın biz de olabiliriz. Biz de adaleti uygun biçimde uygulanması için çalışmalıyız. Ben burada muhalefeti savunmuyorum yine söylüyorum deliller tamamen sonuçlanınca belki de bu suçlamalar doğru çıkacak. Genel olarak diyeceğim şu ki: Adaletsizliğe göz yummamayı adaletsizliğe karşı çıkan diller olmayı diliyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hindistanın Yazılım Başarısı-India's Software Success

Hindistan: Çok tanrılı dinleri,kalabalık nüfusu, bizlere çok garip gelen yaşam tarzları ve daha birçok garipliklerle dolu bir ülke. Refah düzeyinin yüksek olmadığı,yoganın merkezi,ineklere tapılan bir yer.Tapınaklarıyla,Tac Mahal'iyle,mağaralarıyla turistik ögeleri içinde bulunduran ülke.Ayrıca dünyanın en kalabalık ikinci ülkesi konumunda olduğunu da belirtelim. Hindistan'ı diğer ülkelerden ayıran ve şu aralar daha çok bu konu üzerine düşülen bir şey var. O da Hindistan'daki YAZILIM başarısı. Bu adamlar yazılım konusunda o kadar ileriye gittiler ki tüm dünya bunun araştırmasını yapıyor.Araştırmasını yapıyorum derken abartmıyorum gerçekten de bazı üniversitelerde bu konuyla alakalı çalışmalar yapılıyor.Çünkü adamlar bu işte çok büyük bir atılım gösterip zirveye yerleştiler diyebiliriz.Günümüz dünyasını belki de en önemli teknolojisi "Bilgi Teknolojisi" ve Hintliler bu işi gerçekten iyi yapıyorlar. 1970'li yıllarda ülkede ithal edilen donanımlarının yazıl

Çınarlı Cami-Agios Georgis Kilisesi Çınarlı Mosque-Agios Georgios Church

Bugün Ayvalık'taydım. Gerçekten çok güzel bir memleket onu söylemek gerek en başta.Sahiliyle,Cundasıyla,Şeytan Sofrasıyla gerçekten gezip görülmeye değer yerler. Özellikle Cunda adasının o tarih kokan yapısı insanı içine çekiyor.Şeytan Sofrasının ise manzarasının ne denli muazzam olduğunu giden gitmeyen neredeyse herkes biliyor. Eski bir Rum yerleşkesi olan Ayvalık hala o Rum kültürünü koruyor diyebiliriz.Sonuçta yüzyıllar boyunca Rumlar ile Türkler iç içe yaşamış ve kültür etkileşimi üst düzeyde olmuştur. Dar sokakları,taş evleriyle bu kültürü hissedebiliyorsunuz. En önemli kültür alışverişlerinden biri de dini yönde olmuş. İnsanlar birbirlerinden etkilenip din değiştirmiş mi orasını bilemem ama ibadethanelerinin değiştiğini bugün kendi gözlerimle görünce daha çok etkilendim. Agios Georgis kilisesi denildiği zaman Ayvalıktaki yerini bilmez şimdilerde ama Çınarlı Cami denildiği zaman hepsi gösterirler yerini. Yapımı 1790 yılında tamamlanan Agios Georgis kilisesi Rum Ortodokslar

Çanakkale Zaferi-Canakkale Victory!

Britanya İmparatorluğu,Birleşik Krallık,Avustralya,Yeni Zelanda,Britanya Hindistanı,Newfoundland(Kanada),Fransa ordularının birleşip Çanakkale cephesinde buluştuğu savaş. Osmanlı ordusunun büyük bir direniş gösterdiği nice kahramanlıklara sahne olan savaş.Yaklaşık 250.000 askerimizin şehitlik mertebesine ulaştığı Gelibolu'nun her santimetre karesinin şehit kanıyla dolduğu bir savaş. Ordumuzun günden güne besininin azaldığı,düşman ordusuna oranla çok düşük bütçeyle savaştığı,yeterli sayıda silah,top,mermi,teçhizatının olmamasına rağmen Çanakkale düşerse İslam sancağı düşer inancıyla olumsuzluklara göz yumması ve çok yüce bir inanma gücüyle var gücüyle mücadele ettiği cephe Çanakkale. Savaş meydanında düşman askerlerinin işlediği savaş suçlarından bir tanesini anlatmak istiyorum.Topuk kıran çiviler askerimizin düşman dışında uğraştığı başka bir belaydı.Fransız ve İngiliz uçakları tarafından askerlerimizin yürüdüğü yollara bırakılan gece vakti görünmeyen bu topuk kıran çivileri a